My Left Foot (1954/1989)

"Bize acı veren sadece kaslarımız ve gövdelerimiz değildi; kimi zaman zihinlerimiz çarpık kollarımız ve bacaklarımızdan daha çok ilgiye ihtiyaç duyuyordu. Çarpık ağızlı ve yamuk elli bir çocuk bu sorunlara müdahale edilmeden büyümeye terk edilmişse kolayca ve hızla, hayata ve kendine karşı yanlış ve çarpık davranışlar geliştirebiliyordu. Çocuk, kendini normal çocuklarla kıyaslayıp zihnine "farklı" olduğuna dair bir düşünce yerleştirince, bu düşünce onunla birlikte büyüyordu. Bu çocuk hayata vücudu kadar zarar görmüş bir zihinle bakar hale geliyordu. Hayat, onun için kendi 'sakatlığının' ve kendi duygusal acısının sadece bir yansıması oluyordu."


Her zaman otobiyografileri okumaktan hoşlanmışımdır. Ancak "neleri okudun, nelerden bahsediyordu?" diye soran olursa hemen yanıt veremem sanırım. "My Left Foot" ise aksine birçoğu gibi, bitirdikten bir süre sonra unutacağım bir kitap değil. Her satırı içinize işliyor, kapağı kapattığınızda içiniz acıyor. Bazı şeyler hakkında daha fazla düşünmek gerektiğini öğretiyor, kim olursa olsun bir insanda her zaman gördüğümüzden daha fazlasının olduğunu, olabileceğini bize hatırlatıyor; yeter ki desteklensin, cesaretlendirilsin. 

Christy Brown, 1932 yılında Dublin’de bir duvarcı ustasının oğlu olarak dünyada geldi. Yirmi iki kardeşlerdi, ancak içlerinden on üçü hayatta kalabildi. Christy, doğuştan beyin felci kurbanıydı. Başta bir gariplik olduğunu fark etseler de büyüdükçe Christy’nin vücudundaki problem kendini iyice belli etmişti. Doktorlar çocuğa hemen zihinsel özürlü teşhisini koyarak yapacak bir şey olmadığını söylediler. İşte bu noktadan sonra Christy Brown’un hayatını değiştiren şey, kitabını ithaf ettiği, binlerce kez teşekkür ettiği annesinin ona olan inancı oluyor.

Brown, sol ayağını keşfedip onu nasıl kullanacağını çözdüğü, annesinin tüm çocuklarına ayırdığı zamandan fazlasını onunla geçirerek ona alfabeyi öğrettiği günlerden başlayarak, kendini geliştirip harika resimler yaptığı ve kendi kitaplarını yazdığı günlere kadar neler yaşadığını anlatıyor kitabında. Biz de okuyucu olarak ona bu yolculukta eşlik ediyor ve duygularını biraz olsun anlamaya çalışıyoruz. İnsanın; içinde fırtınalar kopmasına rağmen kendini ifade edememesinin, vücudunun istem dışı hareket ettiğini görüp de bir şey yapamamasının ne demek olduğunu, samimi duygularla sevilmeye ne kadar çok ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz… Ve sitemi, tanrıya kırgınlığı hissediyoruz… Daha fazla bir şey söylemeye gerek yok sanırım kitap hakkında, lütfen okumaya çalışın, fazla zamanınızı almayacaktır. (Nemesis Kitap, 189 sayfa, çeviri:Filiz Kahraman)

            
Yönetmen: Jim Sheridan
Senaryo: Christy Brown
Jim Sheridan, Shane Connaughton

Oyuncular:
Daniel Day-Lewis (Christy Brown), Brenda Fricker (Bridget Brown), Ray MacAnally (Paddy Brown), Fiona Shaw (Dr. Eileen Cole), Hugh O'Conor (genç Christy Brown), Ruth McCabe (Mary Carr)
Yapım:  1989 / İrlanda|İngiltere
Süre: 103 dk

Tesadüfen kitapçıda görüp aldığım “Sol Ayağım” ın filme de uyarlandığını bildiğimden hafızamda henüz taze iken filmini de izlemek istedim. Birçok fark vardı kitap ile film arasında. Mesela klinikte çalışan Sheila yerine kız kardeş Sheila gelmişti, Mrs. Brown’un Christy’nin ilk çocukluğundaki desteği yoktu, Christy’nin Fransa’ya yolculuğu yoktu, Dr. Collins yoktu, Katriona Delahunt yoktu, başlarda yalnızca Charles Dickens okuyan Christy’nin Dr. Collins'in de yardımlarıyla kendini geliştirdiği zamanlar yoktu. Ama bütün bunları biraz olsun unutturacak enfes bir oyunculuk vardı: Daniel Day-Lewis Christy Brown’u ustalıkla canlandırmış, karakter oyuncusu nedir, bunu göstermiş. Rolünün ve aldığı Oscar’ın hakkını sonuna kadar vermiş diye düşünüyorum. Lewis’le beraber filmde unutulmayacak diğer bir performans Brenda Fricker’indi. Filmi izlerken kesinlikle daha önce gördüğümü bildiğim bu kadın “Evde Tek Başına 2” deki Güvercin Kadın’dı. Brenda Fricker, ailesini bir arada tutan güçlü anne Mrs. Brown rolünde çok çok iyiydi. Harry Potter’ın kötü teyzesi Fiona Shaw’ı zaten kitapta olmayan Dr.Eileen Cole karakterinde pek beğenmedim. Neden böyle bir değişikliğe gittiklerini de anlayamadım, ki film 2 saat bile değildi, belki biraz daha uzatılıp orijinale sadık kalınabilirdi. Kitabın aksine filmde Christy’nin babasının ağırlığı daha fazlaydı gibi geldi bana (Ray McAnally). Son olarak genç Christy Brown rolü ile 14 yaşındaki Hugh O’Conor oldukça zor ve inandırıcılık gerektirmesine rağmen kesinlikle beni etkilemeyi başardı diyebilirim, beyin felçli ve konuşma yetisini de kullanamayan 10 yaşlarındaki çocuğun o sıkıntısını sadece gözlerini kullanarak karşıya geçirebildi.

  Brenda Fricker ve Daniel Day-Lewis

Filmde Christy Brown’un eşi Mary Carr (Ruth McCabe) da yer alıyordu. Yardım gecesinde kendisine eşlik ediyor ve o, kitabı okurken biz de Christy’nin hikayesini izliyorduk. Kitapta yer almamasına rağmen güzel bir detaydı, sevdim.

Bitirirken; “kitabın verdiği duygu ve hazzı filmden alabilmek çok zor”, bunu söylemek lazım. Ancak yine de bu yaşam öyküsünde özellikle Daniel Day Lewis ve Brenda Fricker eksikleri çok da aratmıyor, Christy Brown’un şahsı ve başardıklarına güzel bir saygı duruşu olmuş “Benim Sol Ayağım” filmi.

Notlar:

Christy Brown, önceleri kitabın ismini bir ironi yaratarak “Bir Zihinsel Engellinin Anıları” koymayı düşünmüş.

Brown, "Sol Ayağım" ı yazdığı 1954'ten 1970'e kadar başka roman yazmadı. İlk kitabının yayımlanmasının ardından "Her gün Hüzün (Down All the Days)" isimli ikinci kitabını çıkardı. Bunu ikisi şiir kitabı olmak üzere beş eser takip etti. Christy Brown, karısı Mary Carr ile yaşadığı Somerset'te kırk dokuz yaşındayken öldü.

Christy Brown, klasik müziğe de oldukça düşkündü, bunu filmde de görebilmek mümkün.

Metod oyunculuğu yöntemi ile rollerine hazırlandığı bilinen Daniel Day-Lewis, Christy Brown kimliğine girebilmek adına sette sürekli tekerlekli sandalye kullanmış, hatta kambur durmaktan 2 kaburga kemiğini kırmış.

Kitapta bulunmayan, ancak Lewis’in oyunculuğu deyim yerindeyse konuşturduğu restoran sahnesi benim unutulmazlarım arasına girdi.

Filmin toplamda 19 ödülü ve 15 adaylığı var. 1990 Akademi Ödülleri'nde En İyi Erkek Oyuncu  (Daniel Day-Lewis) ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Brenda Fricker) dalında kazanmış, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Uyarlama Senaryo dalında adaylık almıştır. 

Christy Brown ve Mary Carr


2 yorum:

  1. Doğrudur, belki doğrudan değil ama dolaylı olarak etki eder okuyucuya bu tarz eserler, neden olmasın. En azından, hayatın belli dönemlerinde anımsanıp kafa kurcalatacağını düşünüyorum 'Sol Ayağım' ın da.
    Önyargılar konusunda haklısın, maalesef çoğu uyarlama 'keşke izlemeseydim' dedirtiyor bize. Ama bu filme bir şans ver bence.

  1. Posted by Adsız on 6 Şubat 2012 16:28

    bence çok güzel bi kitap kesinlikle okunmalı.

Yorum Gönder