Tropic Thunder (2008)



Uzun zamandır bu kadar eğlenceli bir film izlememiştim, sınavlardan yorulan bünyeye baya iyi geldi. Gayet eğlencelik, Amerikan klişelerine inceden dokunduran değil de onları bodoslama ti’ ye alan bir yapım Tropic Thunder.

Filmin yönetmeni Ben Stiller çok beğendiğim bir aktör değil (Night at The Museum hoşuma gitmişti gerçi), keza önceden yönetmenliğini ya da yapımcılığını üstlendiği bir filmi seyretmişliğim de yoktu (Bu, yönetmenlik yaptığı 4.film). Ancak ne yapmış ne etmiş Tropic Thunder ’da çok güzel bir senaryo olmamasına rağmen eldeki bu senaryoyla harika bir iş çıkarmış oyuncu kadrosunu toplamayı başarmış. Bol komedi, aksiyon, macera var filmde ve aksiyon sahneleri de böyle bir film için çıtanın oldukça üzerinde bana kalırsa.    

Film başlar başlamaz gelen reklamlar beklentiyi oldukça artırıyor, öyle ki en çok eğlendiğim kısımlardan biri de bu reklamlardı. Özellikle Robert Downey Jr. ın canlandırdığı 5 Oscar’lı (!) Kirk Lazarus ve MTV Film ödülleri En İyi Öpücük Ödülü sahibi ( bu gerçek) Tobey Maguire ‘nin oynadığı, yasak aşk yaşayan iki rahibin hikayesinin anlatıldığı “Satan’s Alley ” in fragmanına katıla katıla güldüm.

Konu, bazı bomba filmlerle patlamış ama uzun zamandır çok da başarılı işin içinde bulunmayan, oynadığı karakterle psikopatça bütünleşip kendini kaptıran, konusu “osuruk” olan filmlerle meşhur olup kafayı eroinle bozan karakterler gibi acayip tiplerden oluşan kadronun buluştuğu bir film projesi üzerinde dönüyor. Bu filmin sponsoru, arkasındaki kişiyse para babası agresif Les Grossman. Bu grup, Vietnam gazisi Çavuş Tayback’in anılarından yola çıkarak bir esir kurtarma harekatı hakkında bir aksiyon filmi çekecektir. Ancak yönetmenin oyuncularla başa çıkamaması ve onları disipline edememesi sonucu biraz da havaya girmelerini sağlamak için Tayback’in tavsiyesiyle onları ormana yerleştirilen birkaç kamera ile beraber gerçek ortamın içine bırakıverirler ve bundan sonra olaylar gelişir.



Robert Downey Jr. başta da söylediğim gibi başarılı karakter oyuncusu Kirk Lazarus’u canlandırıyor. Kirk, rol aldığı filmlerde canlandırdığı karakterlerin kimliğine çok iyi bürünmesiyle tanınan bir oyuncu. Çektikleri filmde de canlandırdığı Afro-Amerikan çavuş Lincoln Osiris karakterinin inancırıcı olması için ameliyatla rengini değiştiriyor! Robert Downey Jr. tam manasıyla döktürmüş bu filmde. Gerçekte Avustralyalı olan Kirk’ü ilk gördüğümüz andan filmin sonuna kadar siyahiler gibi konuşup, tepki vermesi, yürümesi, hatta küfretmesi muazzamdı. Benim filmi izlerken bu kadar eğlenmemdeki en büyük etken Downey Jr’ dır. Daha önceden bilgim olmasaydı o halde tanıyamayabilirdim bile kendisini. O hareketleri, tepkileri, karakterinin ciddiliğini yansıtması öyle inandırıcı ki nasıl anlatsam, göze çarpıyor işte diğer oyuncuların arasında. Adam sadece gözlerle nasıl oynanır göstermiş herkese. Iron Man’de izleyip hayran kaldığımız Robert Downey Jr. ı bir de böyle bir rolde seyretmelisiniz.

Diğer oyuncularsa şöyle; Ben Stiller başrolde rambo tarzı filmlerin artık sönmüş yıldızı Tugg Speedman rolünde, “The Fatties” in yıldızı Jeff Portnoy rolünde Jack Black, rapçi reklam yıldızı Alpa Chino rolünde Brandon T. Jackson ve Kevin Sandusky rolünde de Jay Baruchel oynamış. Oyuncular karakterlerine yakışmıştı bence, her ne kadar Ben Stiller ve Jack Black çok da hoşuma gitmese de. Alpa Chino’nun Afro-Amerikan hallerindeki Kirk Lazarus’a yaptığı tripler, “kendin ol, adamım” konuşmaları beni benden aldı. Patlayıcı ustası, Tayback hayranı Cody (Danny McBride) de eğlenceli bir karakter olmuş.





Şimdi Robert Downey Jr. gibi ayrıca bahsetmem gereken bir oyuncu daha var. Çok şaşırdım bu filmde görünce onu, hatta Les Grossman haliyle görünce daha çok şaşırdım. Tom Cruise’den Ben Stiller’a özellikle ısmarlama bir rol olmuş okuduğum kadarıyla; kel olsun, şişman olsun gibi. Sürekli ona gelen aynı model erkek karakterlerden bıkmış ve böyle bir şey istemiş heralde ki bence iyi de yapmış. Sanırım gördüğüm en iyi oyunculuklarından birini çıkarmış, hem de yan rolde ve filmde oldukça az görünerek. Altın zinciri, kıllı göğsü, büyük elleri, rap tutkunluğu, ağzının bozukluğu, kendine özgü o kutlama dansıyla Les Grossman karakterini Tom Cruise’in mükemmel canlandıracağı kimin aklına gelirdi ki? Les’in uyuşturucu çetesiyle yaptığı telefon konuşması da filmin unutulmazları arasında yerini aldı=) Kısacası Tropic Thunder denilince benim aklıma ilk gelecek oyuncular Robert Downey Jr. ve Tom Cruise olacaktır herhalde. 

Filmde bir de Akademi’nin otistik karakterlere gösterdiği ilgi konu edilmiş. Kirk Lazarus’un Tugg’a “ Akademi’yi etkilemek istiyorsan tam anlamıyla engelli olmayacaksın, bak Dustin Huffman’a bak Tom Hanks’a .. Ama sen tam manasıyla herşeyiyle bir engelli oldun” konulu konuşması müthişti. Ancak film hakkındaki eleştirilerden büyük bir kısmı da filmde yaratılan Tugg’ın oynadığı zihinsel engelli “Simple Jack” karakterine yapılmış.



Belki beğenmeyebilirsiniz filmi, senaryo da sağlam değil belki –gerçi filmin amacı zaten dalga geçmek- ama o orijinal karakterler bana kalırsa görülmeye değer. Eğlencelik, kafa dağıtan, şahsen arada açıp tekrar tekrar gülebileceğim bir film olmuş Tropic Thunder.İzlenesi..

2010 MTV Film Ödülleri’nde Jennifer Lopez’le dans eden Les Grossman’ın efsane dansını koymasam olmazdı.


0 yorum:

Yorum Gönder